Language
Social Media

Your Cart

Sepetiniz boş!

My Account

Health Corner

Ortomoleküler Tıp Nedir?

ORTOMOLEKÜLER TIP NEDİR

 

Ortomoleküler tıp, hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için vitaminler, mineraller, amino asitler ve diğer temel besinler gibi doğal maddelerin kullanılmasını ifade eder.

Bu kavram, vücutta optimal bir beslenme ortamı fikrine dayanır ve hastalıkların bu ortamdaki eksiklikleri yansıttığını öne sürer. Bu görüşe göre hastalıkların tedavisi, vitaminler, mineraller, amino asitler, eser elementler ve yağ asitleri gibi maddelerin kullanımıyla “bireysel biyokimya temelinde dengesizlik veya eksiklikleri düzeltme” girişimlerini içerir.

“Ortomoleküler” terimi, iki kez Nobel Ödülü kazanmış kimyager Linus Pauling tarafından, optimal sağlığı teşvik etmek amacıyla doğru moleküllerin doğru miktarlarda kullanılmasını tanımlamak için ortaya atılmıştır. O dönemde şizofreni için megadüzey niasin terapisi ve “hipoglisemi”nin diyetle tedavisi, hareketin ana odak noktasıydı. O zamandan bu yana Ortomoleküler psikiyatri ve tıp, tıbbi uygulamada ayrı ve önemli bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıkmıştır.

Ortomoleküler tıbbın savunucuları, tedavinin her hastanın bireysel biyokimyasına dayandırılması gerektiğini savunur.

 

“Orto-molekül” olarak kabul edilen maddeler şunlardır:

 

  • Vitaminler
  • Mineraller
  • Amino asitler
  • Yağ asitleri ve kolesterol
  • Enzimler
  • Hormonlar
  • Nörotransmitterler
  • Metabolik aktivitelerde kullanılan diğer doğal olarak oluşan maddeler

Beslenmeyle alınan proteinler, karbonhidratlar ve yağlar (makrobesinler) da ortomoleküler tıp uygulamaları açısından önemlidir.

 

Ortomoleküler araştırma, bilgi ve uygulama alanı şunları kapsar:

 

  • Beslenme
  • Nütrigenomik
  • Nütrigenetik
  • Biyokimya
  • Hücre biyolojisi
  • Farmakoloji
  • Fizyoloji
  • Toksikoloji

 

Ortomoleküler Tıbbın Uygulama Alanları

 

Ortomoleküler tıp, depresyon, anksiyete, şizofreni, kalp hastalıkları, kanser, sindirim sorunları, otoimmün hastalıklar ve daha birçok sağlık sorununda destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.

 

Ortomoleküler uygulamanın ilkeleri

 

Adapted from:  Kunin, R. A. (n.d.). Principles That Identify Orthomolecular Medicine.
Journal of Orthomolecular Medicine Vol. 2, No. 4, 1987

  1. Tıbbi tanı ve tedavide öncelikle ortomoleküller dikkate alınır. Tıbbi uygulamalarda makul bir bakım standardını sağlamak için ortomoleküllerin güvenli ve etkili kullanımına ilişkin bilgi sahibi olmak esastır.
  2. Ortomoleküllerin toksisite riski düşüktür.
  3. Her insan biyokimyasal olarak tektir ve belirli biyokimyasal ve metabolik faktörlere göre değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir.
  4. Besinlerle ilişkili bozukluklar tedavi edilebilir ve eksiklikler iyileştirilebilir.
  5. Tedavi edici fayda sağlamak için gerekli besin miktarları, yalnızca sağlıklı bireyler için belirlenmiş olan Diyet Referans Alımları (DRI) ve Günlük Referans Alımları (RDI) değerlerinden çok daha yüksek olabilir.
  6. Kan ve diğer laboratuvar testleri, belirli organ veya dokulardaki besin seviyelerini mutlaka yansıtmaz.
  7. Sağlık sorunlarının yalnızca belirtilerini değil, temel nedenlerini belirlemek ve ele almak esastır.
  8. Bir hastanın durumu için güvenli olduğu ve muhtemelen etkili olabileceği bilinen ortomoleküler tedaviler, terapötik bir denemeyi hak eder.
  9. Bir hastanın biyokimyasal ihtiyaçları zamanla ve tedaviyle birlikte değişir; bu nedenle besin önerilerinin de buna uygun olarak değiştirilmesi gerekir.
  10. Gıda ve çevresel toksinlere maruz kalma olasılığı ve bunun sonuçları nedeniyle, hastalarda potansiyel toksisiteyi değerlendirmek esastır.
  11. İlaçların gerekli olduğu durumlarda, tedavi edici fayda sağlayan en düşük doz kullanılmalı ve hastanın iyileşme durumuna göre kademeli olarak azaltılmalıdır.
  12. Hastanın ortomoleküler bilgi ve tedaviye erişimini engellemek, hastanın diğer tedaviler için bilgilendirilmiş onam hakkını engellemek anlamına gelir.
  13. Umut, hem terapötik bir etkendir hem de ortomoleküler bilgi ve tedavilere maruz kalmanın doğal bir sonucudur.
  14. Hastanın tıbbi tedavide seçim özgürlüğü hakkına saygı gösterilmelidir.

Abram Hoffer’a göre, “ilkel” halklar işlenmiş gıdalar tüketmez ve “dejeneratif” hastalıklara sahip olmazlar. Buna karşılık, tipik “Batı” diyetlerinin uzun vadeli sağlık için yetersiz olduğu söylenir; bu nedenle, vitaminlerin, diyet minerallerinin, proteinlerin, antioksidanların, amino asitlerin, omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin, orta zincirli trigliseritlerin, diyet liflerinin, kısa ve uzun zincirli yağ asitlerinin, lipotropik maddelerin, sistemik ve sindirim enzimlerinin, diğer sindirim faktörlerinin ve prohormonların megadüzey takviyelerinin, hastalığa yol açmadan önce metabolizma anormalliklerini erken aşamada önlemek amacıyla kullanılması gerektiği belirtilir.

Ortomoleküler uzmanlar, kan testleri ve kişisel öykülere dayalı bireysel tanılar sonrası optimal miktarda mikro besinler için reçete verirler. Ayrıca yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri de önerilebilir. İstenilen testler arasında, tıp tarafından faydalı kabul edilmeyen birçok test de bulunmaktadır.

 

Ortomoleküler Tıp Nedir?
  • share